3 Eylül 2012 Pazartesi

ilk goz agrım

Eveet yine upuzun bir ara vermişim istemeden. İstanbul Ankara arası mekik dokumamız İstanbul'da son buldu Allahtan:)Son yazdıgım yazıma baktım da nasıl da kararmış içim nasıl da huzunlenmişim.. Neyse ki kendimi çok iyi hissediyorum bu aralar. Oglusum okula başladı ve ben de onunla birlikte heyecanlandım dun gece. Ne güzel bir duyguymuş bu evlat sahibi olmak. Hem de ne zor ne agır ne sancılı ne kaygı içeren duyguymuş. Mutlulugun enn fazlası, kaygının en hası, gurur, sevinç, neşe, eğlence, yorgunluuuk say say bitmez ama en fazlasından sevgiymiş hem de hasıymış bu evlat sahibi olmak. Cancagzım ilk goz agrım anaokulunda artık. Zira kendileri 1,5 yaşında başladı okul hayatına oyun gruplarıyla. Birazdan biraz fazla enerjik ve afacan olmasından kelli pedagogumuz başlasın istemişti. yavrucagım gozlermin onunde hızla buyuyor. okul ayakkabısı almaya gittigimizde 28'den başlayan ayakkabı denemelerimiz tamm 30 numara'da nihayete erdi. Daha 4 yaşında iken 30'lu rakamlara başladık hayydi hayırlısı bakalım:) Bebekken abi olma mertebesine tarafımızdan yukseltilen yavrucagım okula gittigi vakitler, bendeniz de minik kuşum melegim cimcimem ceyloşumla daha fazla ilgilenebilmenin haklı gonul rahatlıgını yaşamayı umut ediyorum. Ve fakat artık kendi işlerime de zaman ayırmanın vakti geldi diyorum. Bilmem bahsetmiş miydim ben bir seramik sanatçısıyım. 10 yıllık akademisyenlik tecrubemin akabinde başka diyarlara uçmuş, başka dallara konmuş, bir türlü tatmin olmayan her şeye ilgi duyabilen ve her şeye de nane olan biriyim işte. Yüreğimin götürdüğü yere gidemedim sanki hala.İçimde bir ses hiç durmadan konuşuyor kah karga misali tırmalıyor kah bülbül gibi şakıyıp kanıma giriyor. Bu günlerde şeker hamuru pasta cupcake cookie dörtlüsüne merak salmış bulunmaktayım. İçim kıpır kıpır oluyor düşündükçe. Ne zaman bilgisayar başına otursam kendimi bu işleri araştırırken buluyorum. Kurslar master programlar yurt dışı yurt içi butik pastacılar oteller vs vs... Sonra bir an durup hüzünleniyorum (her zamanki gibi hüzünlenmesem olmaz zaten) acaba diyorum yanlış yolda mıyım? bu pastacılık bana göre değil mi? müşteriyi nereden bulacağım? koca İstanbul'da bir su damlası gibi hissediyorum kendimi bazen. Sanki yapayalnızım sanki yapıp yapıp kendim yiycem en sonunda:( Oof dostlar işte böyle bişeyleeer bişeyler. Biraz sakinleşmeye dinginleşmeye ve aklıselim düşünmeye ihtiyacım var. Zaten bu yaz çok uzun sürmüş gibi geldi bana, artık palazlanıp uçmak gerek. Çok oturdum yeter. Hsmile ool doguur büyüüüt-tüm derken hamile oool doguuur büyüüüt... and the end yani dimi.sıra bende şimdi. haaydi bana müsade ceyla süt bekler malum görevler:)

24 Şubat 2012 Cuma

hayal evim evim güzel evim

aaah ah, hayalimde bir ev var ki...

pembe panjurlu değilse de beyaz bembeyaz bir ev. günü güneşi içinde, böyle samimi, şirin, sıcak.
hayalimdeki evceğizimi her boş vaktim olduğunda dekore ediyorum gözlerimi kapayıp.
öyle zevk alıyorum ki bilemezsin, hem de pratik. bi gün biyere koyduğumu beğenmiyorum öteki gün; değiştiriveriyorum yerini.
mutfağı tamamladım sayılır. raflaaar, cupboard, rengarenk tatliş kareliler puanlılar, çiçekliler..
sonra banyo yarım kaldı bir de oturma odasının tv ünitesi:)
komiğim dimi, olsun ama napalım şimdilik hayaliyle eğleniyorum.
belki günün birinde gerçek oluverir kim bilir dimi ya??

22 Ocak 2012 Pazar

Balmorhea - Truth

içim kıpır kıpır.
sular bi duruluyor bi yükseliyor.
bi yanım güzel hayallere dalıyor, diğer yanım dürtüp uyandırıyor. hadiii beklentilerini yüksek tutma diyor.
sonra öbür yanım durur mu, hemen karşı atak yapıyor, 'ne yani bu şimdi yüksek beklenti mi?' dşye soruyor. bu böyle uzayıp giderken ceren yine hayallere akıp giiyor.
hmmm hmmm
hele bu şarkı yok mu, beni benden alıyor.

bana aşkı anımsattı. derinlerde yaşanan, birinci dereceden muhatap şahsa açıklanamayan duyguları. gizli, hüzünlü..
karşındayken yüzüne güldüğün, zaman zaman hırçınlaştığın ama nedenini hiç açıklayamadığın duygularını.
bana işte bunları anımsattı bu şarkı.
eksik yanı.
hani uykuda sırtın açık kalmıştır da birden bire ürpererek uyanırsın ya gecenin bi köründe.
işte böyle bir şey.
kendi kendine örtersin sırtını.
işte, öyle birşey..

bugün bi rehavet var üstümde

amma çok yük yüklenmişim son aylarda. nasıl da yorgun düştü şu hoyrat kullandığım bedenciğim. birden hiçbir iş yapmayasım geldi. şehir değiştir, iş değiştir, ev değiştir, beronun okulunu değiştir haftalarca okula git nöbet tut yavrucuğunu yeniden intibak ettir, tam doktoraya başla hamile olduğunu öğren. aralarda derelerde kal, düşün taşın kafa patlat sonunda güneş gibi doğsun ceyloşcuğum. ha bu arada haalaaa inatla doktoryı sürdür. karnın burnunda sürdür, emzir gene sürdür.
Dedim ben, böyle işte bu cerence. geldi mi üst üste gelir, sonra 'kaderimse çekerim' denilerek itinayla devam edilir hayata.
ama yoruldum. gel gelelim hala taşınmaca bitmedi. şimdi de geri dön angaranın taşlı yollarını arşınlayarak istanbula.
şair demiş ki, 'ankaranın en güzel tarafı istanbula dönüş yoludur.' doğru da söylemiş. ama şu koskoca ev, dolap içleri, içlerinin içleri, ıvır zıvır.hele o mutfak ooof of nasıl biir bir posteki sayar gibi toparlanacak. hem de yalnızca bir yıldır durdukları yerden.
bugün bi rehavet var içimde. öylece duruyorum.zamanımı dondurdum. bekliyorum..